15 Ocak 2014 Çarşamba

ertesi gün hapıyla tanışma

dün arkası yarın demiştim

haydi devam;

geçtiğimiz pazar kibrit, arkadaşı, sevgilisi ve ben pi'ye gittik. alkol almadık bu kez :) kahve, soda, su takıldık. insan alkol almayınca içecek bir şey bulamıyor ya hu.

gece 12de falan kalktık oradan arkadaşları çalıştığı için ayrıldı bizden. ben acıkmıştım. marmarise uçtuk oradan. kibrit arabayla gelmişti. marmariste bir şeyler atıştırdıktan sonra kibritin evine geçtik. benim reglim bitmişti gecenin sonu malumdu. uzunca bir ön sevişmenin ardından çıplak tenlerimiz birbirine değdi. adam hem ideal sevgili hemde güzel sevişiyor nasıl mesudum.

biz tatlı tatlı sevişirken birden içimden çıkıp yanıma uzandı ve erken boşaldım dedi. ZÖÖÖNK! nereye boşaldın pardon? 

içine!

kalp kriziyle karışık bir tartışma yaşadık. özür diliyor, diliyor da neyleyim ben özrü. internetten ertesi gün hapını araştırdık biraz. sonra atladık arabaya nöbetçi eczane aradık. ben isteyemem dedim eczacıdan, git sen konuş. boku o yedi arkadaş. ağlayacağım ağlayamıyorum, o kadar şaşkınım ki. şakası olmayan bir durum. şans yok ki bende, millet yıllarca çocuk sahibi olmaya çalışır ben ilk geceden hamile kalırım. kızlara mesaj attım gece, başına böyle bir iş gelen varsa akıl danışacağım, hepsi uyumuş tabi.

kibrit eczaneden elinde bir kutuyla arabaya döndü.

meşhur ertesi gün hapımızın adı norlevo. kutunun içinden iki hap çıkıyor. ikisini birlikte alıyorsun. içe boşalmanın ardından ne kadar erken alırsan o kadar etkili olduğu yazıyor prospektüste.

kibrit eczacıya prozac kullandığımı, birlikte alımında bir sorun olup olmayacağını sormuş. eczacıda doktora danışın demiş.

gecenin bir körü doktoru mu arayacağım dedim. kaldı ki yargılanmaktan ödü bokuna karışan ben böyle bir şeyi psikiyatristimle konuşmaya hazır değilim. hastaneye gidiyoruz dedi. yardırdık bir acile. kibrit doktorla konuştu. bir sorun olmayacağını birbirlerini etkilemeyeceğini öğrendik. yani ben olay anından sonra bir saat içinde hapı kullandım. ancak hap kullanmak kesin çözüm değil tabi ki.

ilk regliden sonra bir kadın doğumcuya görüneceğim. kesin sonuç kan tahlilinde. hamile kalıp regli gören kadınlar oluyor. bu iş acilen çözüme ulaşmalı. umarım hamile kalmam. kibrite de söyledim bana böyle bir şey yaşatırsan seni hiç affetmem diye. o da bunu sana yaşatmayı asla istemem dedi. e boşalmayaydın o zaman.

neden korunmadık?

kafamıza sıçayım! ne bileyim arkadaş prezervatif bende 2. ilişkiden sonra kuruluk yapıyor, canımı acıtıyor. o da dur takayım demeyince kendini geri çekebilir diye düşündüm. yani erkek dünyasında nasıl işliyor bilmiyorum ama kendine güvenmiyorsan risk alma kardeşim.

3 şubatta falan regli olmam lazım başladı gergin saatler, bekliyoruz şubatı. benim kızlarla konuştuk yanındayız, bak kibritte yanında diyorlar falan ama...


psikolojimin çocuk aldırmayı falan kaldırabileceğini sanmıyorum. istemiyorum böyle şeyler yaşamak.

siz siz olun korunun!

14 Ocak 2014 Salı

devam..

yaktım sigaramı geçtim bilgisayarın karşısına, çok keyifliyim çok...

kibritle başlayan enteresan başlangıcımız beni çok korkutuyordu. çünkü ben takılmalık bir ilişki istemiyordum. doğum günü akşamı ona kalmaya gittiğimi yazmışım en son oradan devam edelim.

gece eve girdiğimizde anne ve babası uyuyordu. kibritin odasına geçtik. o kadar yorgunduk ki kendimizi direk yatağa attık. benim kafamda sürekli sorular dolanıyordu. sevgili miyiz? olacak mıyız? ne olacağız? anın keyfini çıkarmayı öğrendiğimde benden bir bok olur sanıyorum. neden bu kadar kuruyorum amk! 

sabah ailesiyle karşılaşmayı hiç istemedim bu yüzden atladım taksiye ve eve döndüm. hayatımda ilk kez taksiye 60tl bayıldıktan sonra evde şahane bir uyku çektim. 

giyindim süslendim ve gece tekrar kibritle buluştuk. arkadaşının doğum gününe gittik. cezayir sokağında canlı müzik yapan bir yerdi. ilk başta müzik yüzünden sohbet ortamı olmadığından şikayet ederken, alınan alkolle beraber her şey daha keyif verir oldu. gecenin sonunda göbek atarken bulduk kendimizi.

kibrit harika bir adam. rahat, içten, sevimli, insan ilişkileri on numara, eğlenmeyi biliyor, her ortama ayak uydurabiliyor. hayalimdeki erkeğin vücut bulmuşu resmen.

ama ben dinozordan sonra sürekli kendimi aşağı görüyorum. daha kültürsüz olduğumu ona ve ortamına yetişemeyeceğimle ilgili bir korku içindeyim. dinozor gibi sen benden çok aşağısın kendini geliştir biraz falan diye yüzüme bir şeyler vurulacakmış gibi hissediyorum. psikolojimi siktin dinozor, psikolojide seni siksin inşallah!

her neyse ben o gecede kibrite kalmaya gittim ve bu kez sabah beni o evime bıraktı. tabi ben yol ve yön özürlüsü olduğum için bir türlü tarif edemedim. o gecede evde anne ve babasıyla karşılaşmadım. 

3 ocaktan beri her gün görüşüyor ve içiyorduk. ben prozac kullandığım için bünye biraz afallamadı değil. iki veya üç gün kullanmadım ilacı. kızıyorum biraz kendime. yani dikkat etmeliydim, içmemeliydim zart zurt. ama o kadar keyif alıyorum ki adamla. anı dolu dolu yaşamak istedim. o yüzden içtim sıçtım :) zerre umurumda değil valla, pişman da değilim. zaten ilacın bir boka yaradığını düşünmüyorum. şu an prozağın en büyük etkisi çok ucuza sarhoş olmamı sağlaması.


günlerden bir gün yine içmeye gittik. çok güzel bir yere götürdü beni asmalıda ama adı aklımda değil. neyse. orada iki 50lik içtikten sonra ki zaten prozacla beraber kafa olmama yetmişti, tektekçiye geçtik. orada bir güzel shutlar yaptık. üstüne tekrar biraları çaktık. kafam oldu mu zilyon. eve gidicem ben diye  tutturdum saçmalama bize geliyorsun bu halde göndermem sabahta bırakırım seni dedi. nasıl tatlıııı. atladık taksiye eve geçiyoruz annesiyle konuştu. kız arkadaşımla geliyorum geç oldu eve gitmesin dedi. kadında nasıl anlayışlı. ama benim kafamda şimşekler çaktı. lan sarhoşum, annesi uyanık? eyvahlarım olsuuuuun. takside bunları düşünürken uyuya kaldım. gözümü açtığımda evin önündeydik. kapıdan girdik, karşıdaki oda kibritin odası. ışığı yanıyordu. yüzüne fener tutulmuş tavşan gibi kaldım kapının önünde. kibrit merhaba de dedi gülerek. önce özür diledim bu halde geldiğim için sonra merhabalaştık kadın öptü falan içeri gelsene kızım dedi :) ben şoke olmuş bişimde ayakkabıları falan çıkardım. salona geçtik. kibritin kız kardeşi yurt dışında anne onunla konuşmuş onu anlattı ayaküstü sonra ben yatıyorum dedi öptü bizi içeri gitti. bizde uyumaya gittik. sabah bir mide bulantısıyla uyandım. kusmalar musmalar. sabah dediğimde sabahın körü altı falan saat. kibrit dedim beni eve götür çok kötüyüm rahat edemiyorum. atladık arabaya geçtik eve. evde de bir posta kustuktan sonra mışıl mışıl uyudum. 

ertesi gün arkadaşlarıyla çift olarak takıldık. gecenin ilerleyen saatlerinde başka arkadaşları da geldi. bayıldım beni ortamına sokmasına ama hala içimde bir güvensizlik filizleri. her an bırakıp gidecek korkusu!?

tiyatrodaki kızlar artık kurmayı bırak, olacağına varır, tadını çıkar diyorlar. haklılar. ah be kızım hecate beceremiyorsun kafada kurmamayı, rahatlamayı.

bu arada başladığımızdan beri regli olduğum için kuzu kuzu uyuduk günlerce.

arkası yarın.

yarın ki yazının fragmanı; ertesi gün hapı!

4 Ocak 2014 Cumartesi

iyi bok yedim!

dün gece kibritin doğum günü mekanına gittik. sekiz buçuk falandı herhalde. zamanla on beş kişi olduk. kibritle ben hep yan yana oturduk. aramızda resmen tensel bir çekim var. adama dokunmak istiyorum sürekli, her neyse. geldiğim arkadaşlarım benden önce kalktı mekandan kibritin yanında takıldım öyle. 

en son üç kişi kaldık ve başka bir mekana geçtik. saat 3e falan geliyordum. mekan dans edilen bir mekan değil  ama kibritle dans ettik. sonra my way çalıyordu beni dansa kaldırdı. çok tatlıydı saçma saçma figürler yapıyordu, hem gülüyor hem dans ediyorduk. şarkı sona doğru gelmişti frank sinatra my way diye yükselirken bizimde dudaklarımız birleşti. sanki hayatımda ilk kez öpüşüyor gibiydim. dizlerim titredi resmen. şarkının sonuna dek öpüştük. masamıza döndüğümüzde biraz sonra üçüncü arkadaş kalkması gerektiğini söyledi ve yanımızdan ayrıldı. 

utandım bir süre gözlerine bakamadım. sonra bizde kalktık. hayatımda ilk kez sokakta öpüştüm. ama hali tavrı o kadar tatlı ki sanki yıllar sonra kavuşmuş aşıklar gibi tutkuluyuz.

sucuk yiyeceğiz dedi :)

kibritin sucukcusuna gittik. 

taksiye binip eve gidecektim. ona gelmemi istedi. üstelik evde anne ve babası var. gittim. devamını sonra yazacağım sanırım çünkü şu an üstümde onun tişötüyle bir sigara yakıp  müzik dinlemek istiyorum. 

sevgili okuyan cansın.

2 Ocak 2014 Perşembe

tanıştırayım, kibrit

Kafamı dağıtmak için mi bilmiyorum ama bir aşkın peşindeyim. Aslına bakarsanız adam benden hoşlanıyor mu anlamadım, bilemiyorum yani. Onu tanıyan herkes "Kibrit öyledir herkesle samimidir". 

Karakterimizin adı kibrit bu arada. Geçen sene arkadaşımın doğum gününde tanıştım. O zaman dinozor vardı hayatımda. Kibrit hoş bir adamdı ama ben sevgilime bağlı bir hatun olduğum için asla aklımı çelmesine izin vermedim. Kibrit ise ben dinozorla mekanın dışında sigara içerken yanımıza gelip "ya yenge yok mu senin bir kardeşin" demişti. Gözlerim yuvalarından fırladı, dinozor tatsızlık çıkaracak diye.

Bu sene yine arkadaşımın doğum gününe geldi. Bence biz bildiğin flört ediyoruz. Gelin görün ki onu tanıyanlar kendini kaptırma diyor. Peeff

Yarın kibritin doğum günü beni de çağırdı. Derhal alışverişe çıktım. Kıydım paraya harika bir gömlek aldım. Mudoda şahane indirim var bu arada bakın derim :)

Yarın için manikür yapmam, bordo ojelerimi sürmem, yıkanmam lazım. Kol tüylerimi de alsam süper olur. Bense eve geldiğimden beri peşi sıra sigara yakıp, müzik dinleyip, bağıra çağıra şarkı söylüyorum.


Biri beni küvete atsın!


sıfırdayım

neden yazamadım?
çünkü dinozor hayatımı s*kip attı yine.

kökünden ayrıldık bu kez. hatta geçen gün dayanamayıp beni facebook sayfasında sildi. bence rahat rahat fiki fiki yapmak için sildi ama bahanesi başkaymış.


yeni yılda çubuklu hayaldeki mabel matiz konserine gidecektik arkadaşlarla. beni yalnız bırakmamak için hemen bir program yaptılar. ancak onca saat ayakta durmayı göze alamadık ve bir kız arkadaşımın sevgilisinde kaldık. bir ocağa gözlerimi zehirlenmiş bir şekilde açtım.

yeni yılın ilk günü sabah yedide mi ne yattık. yatar yatmaz uyudum. ancak bir yarım saat sonra uyandım ve tuvalete gittim. ohannes ishal olmuşum. neyse tekrar yattım. bir sıcak basması soğuk soğuk terler mide bulantısı derken tuvalete zor yetiştim, kustum. bir alttan bir üstten anlayacağınız. hemen bir taksi hoop ev. evde de bu durum bir süre devam etti.

şimdi yorumumu dinleyin;

içimdeki bütün kötülükleri attım. içimde pis hiçbir şey kalmadı. tüm zehrimi akıttım. yeni yıla tertemiz başladım. sıfırdayım. harika bir yıl beni bekliyor.

2014 senden hayatımın aşkını diliyorum, gerisini ben hallederim. 

şimdilik bu kadar provaya yetişmeliyim. akşam uzun uzun konuşuruz :)

19 Kasım 2013 Salı

prensesin uykusu



Hayatımın ilk psikiyatri randevusunu almış bulunmaktayım. 


3 aralık saat 3te. Ben 7 rakamını severim aslında.

Tiyatroda işler boktan. Organizatörün kazığından sonra sahnesiz kaldık.

Yarın sporda 3. günüm.

Yarın babam yanıma geliyor.

Annemde gelse keşke. Boynuna kapansam ağlasam ağlasam sızsam. Ne yazık ki hiç bir zaman böyle bir ilişkimiz olmadı. Gel desem gelir, kucağına otursam, ağlasam git demez. Ama ne ben gel derim ne o gelir.

Bir sigara içeyim azıcık şarkı söyleyeyim. Yatayım bari.

İyi geceler. tabi mümkünse.. 

siipor



HELLÖÖĞ!

Yaklaşık yedi ay önce hızla kilo almaya başladım. Ala ala 65 kiloya ulaştım. Bir sabah kalktım ve kilo vermeye karar verdim. İlk iki ayda beş kilo vererek altmış kiloya düştüm. Zaman zaman boğazımı tuttum, zaman zaman abur cuburun dibine vurdum. Çocuk oyunumuza başlayınca, o sahne senin bu sahne benim koşuşturması içinde iki kilo daha kaybettim ve elli sekiz kiloya düştüm. 

Yedi ay öncede aklımda hep spora başlamak vardı. Aslında çocukluğumdan beri sporun hayatımda olmasını istiyorum. Bir kaç girişimim oldu tabi. Bir süre tenisle uğraştım. Bir yıllık fitness üyeliği yaptırıp iki ay gittim mesela! 

Aklım başıma geldiğinde ne vaktim ne de naktim vardı. İstek tavandı yalnızca. Sonunda dün vakitle nakit el ele verdiler.

Saat iki gibi evimin dibindeki spor salonuyla konuşmaya gittim. 

Aklımda daha fazla para ödeyecek olsam bile sporu alışkanlık haline getirinceye, bir düzene oturtuncaya dek, üyeliğimi aylık yaptırmak, aydan aya tazelemek vardı.

Kredi kartım ağzına kadar dolu, istesem de 3 aylık üyelik yaptıramazmışım zaten. Tırink 140 lira bayıldım. Kendime yatırıp yapmış olmanın sevinci var üzerimde ve inanın hiç koymadı bu para.

Eve geldim. Salon 22.45'e kadar açık olduğu için üüüüğğğğ bir sürü vaktim vardı. Bir şeyler atıştırdım, kitap okudum, pedikür yaptım. Pembe spor ayakkabılarımın altını temizledim. Bir tişört ütüledim, eşofman altımı dolaptan çıkardım. Rengarenk bir havlu buldum attım çantaya. Evden çıktım. Carrefour exp. uğrayıp bir litrelik erikli suyumu aldım. Spor için hiç bir eksiğim kalmadı iyi mi :)

Evden çıktığımda saat altıydı eve girdiğimde sekize geliyordu. Ertesi günü et kesiği olmayayım diye hep dinlene dinlene yaptım hareketlerimi.

Şimdi ilk iki hafta bir adaptasyon programı uygulayacağım. Bu ara vaktim çok. İyi oldu bu spor işi.

Şimdi kendime şöyle mükellef bir kahvaltı hazırlayayım. 



Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı Hecate :*